Tahliye Kararı Sonrasında İcranın Geri Bırakılması İçin Yatırılacak 3 Aylık Kira Bedeli Teminat Bedeli Olup; Kira Bedeli değildir. Bu Nedenle Kira Borcuna Mahsup Edilemez.

Kira sözleşmeleri, kiracı ve kiraya veren arasında kurulmuş olan karşılıklı hak ve yükümlülükleri içeren ilişkilerdir. Kiracının tahliyesi için başvurulan icra süreçleri, özellikle kiraların ödenmemesi gibi durumlarda sıkça yaşanmaktadır.
Tahliye kararlarının icra edilmesi durumunda, kiracıların korunması amacıyla bazı hukuki düzenlemeler devreye girmektedir. Bu bağlamda, tahliye kararına itiraz eden kiracıların icranın geri bırakılması 3 aylık kira bedelini teminat olarak yatırması gerekmektedir.
*Teminat Bedeli Tanımı*:
Teminat, belirli bir borcun garanti altına alınması amacıyla talep edilen bir tutardır.
Yatırılan üç aylık kira bedeli, kiracının geçmişteki ya da mevcut kiralarını ödeme yükümlülüğünün karşılığı olarak değerlendirilemez; bu durum, kiracıya ait bir kira borcuna mahsuben kullanılmaz. Yani bu tutar, mevcut kira borçlarına karşılık gelmeyecektir.
Kiracının geçmişteki kira borçları, icranın geri bırakılması için yatırılan teminat ile ilişkilendirilmesi mümkün değildir. Teminat, yalnızca icra sürecinin durdurulması ve kiracının süreçten dolayı mağduriyetinin önlenmesi amacıyla belirlenmiş bir düzenlemedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2011/14748 E. , 2011/19401 K.
Dava dilekçesinde, 3.976,51 TL kira alacağının tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali ile % 40 icra inkâr tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesinde, davacı (kiralayan) ile davalı (kiracı) arasındaki kira sözleşmesinde bulunan muacceliyet şartı gereğince, davalı tarafından 2009 yılı Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin kira bedellerinin ödenmemesi nedeniyle kalan aylar için davalı aleyhine tahliye talepli icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine açtıkları itirazın kaldırılması ve tahliye davasının kısmen kabulü ile davalının taşınmazdan tahliyesine ilişkin verilen kararın davalı tarafından temyiz edilmesi nedeniyle kesinleşmediğini, daha sonra 2010 yılı Nisan ve Mayıs aylarına ait kira bedellerinin davalı tarafından yatırılmaması nedeniyle aleyhine başlatılan 2010/4935 esas sayılı icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; davacılar tarafından aleyhine başlatılan icra takibine yaptıkları itiraz üzerine İcra Hukuk Mahkemesince belirlenmiş olan aylık 1.789,59 TL üzerinden 2010 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarına ilişkin üç aylık kira bedeli ile vekalet ücreti ve yargılama gideri olmak üzere toplam 7.500,00 TL’yi icra dosyasına yatırdığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacı tarafından açılan itirazın kaldırılması ve tahliye davası neticesinde verilen kararın temyizi üzerine davalı tarafından icra dosyasına üç aylık kira bedeli karşılığı olarak 7.500,00 TL teminatın yatırıldığı ve icranın geri bırakılmasına karar verildiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, kira ilişkisinin, 01.04.2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kurulduğu tarafların kabulündedir. Söz konusu sözleşme 1 yıl süreli olarak düzenlenmiş olup aylık kira bedeli 1.650,00 TL olarak belirlenmiştir. Taraflar aylık kira bedelinin 1.789,59 TL olduğunu imzaları karşılığında kabul ettiklerinden aylık kira bedeline ilişkin taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, icra dosyasına icranın durdurulması için teminat olarak yatırılan paranın, kira bedeli olarak kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. İcra Hukukunda Yürütmenin Durdurulması tehiri icra) İİK’nun 36.maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde hükmü, hem genel mahkemeler hem icra mahkemesi tarafından İİK mad.269 ve 276 maddelerine göre verilen tahliye kararları hakkında uygulanacağından borçlu kiracıdan istenecek güvence miktarı “üç aylık kira bedelidir. Ancak icranın durdurulması için icra dosyasına yatırılan güvence parası hiçbir zaman kira parası olamaz. Güvence parasının şartları gerçekleşmeden davacı tarafından alınması da mümkün değildir. Bu bakımdan icraya yatırılan paranın kira parası olmayıp teminat olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla mahkemece, davalı tarafından icra dosyasına tehiri icra için yatırılan 7.500,00 TL’nin, davacı tarafından talep edilen ve davalı tarafından ödenmeyen 2010 yılı Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin kira bedeli olarak kabul edilip davacının davasının reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
24.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sonuç olarak kiracının tahliye sürecinde icranın geri bırakılmasını istemesi durumunda altı çizilmesi gereken bir husus, yatırılan üç aylık kira bedelinin teminat niteliği taşıdığı ve mevcut kira borçlarına karşılık gelmediğidir. Bu durum, kiracının haklarının korunması ve mağduriyetinin önlenmesi adına önemli bir hukuki düzenlemedir.
Kiracılar, bu tür hukuki süreçlerde haklarını bilmeli ve profesyonel hukuki destek alarak, kira sözleşmelerinden doğan durumlarda yürütülen icra takibi süreçlerinde dikkatli olmalıdır. Bilinçli bir hukuksal süreç yönetimi, kiracının olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalmasını önler. Bu nedenle kişisel durumunuza özel hukuki danışmanlık almanız için mutlaka bir kira hukuku alanında uzman bir avukata başvurmanız önerilmektedir.